Ruminasyon Bozukluğu
Ruminasyon, yeme bozukluklarından biridir ve yeme sonrası yediği yiyecekleri tekrar çiğneme ve yutmama eğilimi gösteren bir davranıştır. Bu durum, çoğunlukla çocukluk çağından itibaren ortaya çıkar ve ergenlik döneminde artabilir. Ancak, yetişkinlerde de görülebilir.
Ruminasyonun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, psikolojik, fizyolojik ve çevresel faktörlerin etkisi olduğuna inanılmaktadır. Bu faktörler arasında stres, kaygı, depresyon, beslenme bozuklukları ve çocukluk dönemi travmaları yer alır.
Ayrıca bu rahatsızlığın nedenleri arasında;
- Anne, baba ve öncesi kuşaklardan gelen negatif genetik inanç ve bilinçaltı kodları (örneğin göz rengi, cimrilik, asabiyetin aktarımı gibi insanlara güven olmaz, ben değersizim vb. inançların aktarımı),
- Anne karnında iken hamilelik döneminde annenin yaşadığı (köpek saldırısı, kaza, yakın kaybı, bebeği aldırma isteği vb) ve hissettiği duygu ve düşüncelerin cenine yansıması nedeniyle oluşan negatif bilinçaltı inançlar (istenmeme duygusu, korku vb),
- 0-12 yaş çocukluk döneminde maruz kalınan negatif olaylar (şiddet, taciz), tehdit (yaparsan annen olmam vb) ya da şakalardan (bu artık benim annem vb) kaynaklanan negatif bilinçaltı inançları,
- Ortak söylemlerden gelen (insanlara güven olmaz, hayat boş, garibin yüzü güler mi vb sözler ile film, haber, dizilerdeki sahne ve söylemler) olumsuz bilinçaltı inançları da sayılabilir.
Ruminasyon, fiziksel sağlık sorunlarına neden olabilir. Yenilen yiyeceklerin tekrar çiğnenmesi ve yutulmaması, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasına ve asit reflüsüne neden olabilir. Ayrıca, bu durum yeterli besin alımını engeller ve kilo kaybına, besin yetersizliğine ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir.
Ruminasyonun tedavisi, bireysel veya grup terapisi, ilaç tedavisi veya diğer psikoterapi yöntemleri kullanarak psikolojik faktörlerin ele alınması ile başlar. Bilinçaltı kod (inanç) yenilemesi yapılması, travmalara ilişkin çalışma yapılması ve terapi alınması önerilir.
Ruminasyonun önlenmesi, bu davranışın nedenlerinin ele alınması ile mümkündür. Çocukluk dönemi stresi, travma ve beslenme bozuklukları gibi risk faktörleri, mümkün olduğunca önlenebilir veya tedavi edilebilir.